YEMEKTEN ÖNCE
"Biriniz yemeğe başlarken;
(( بِسْمِ اللهِ ))
'Bismillah' desin. Başında söylemeyi unutursa, hatırladığı zaman;
(( بِسْمِ اللهِ فيِ أَوَّلِهِ وَآخِرِهِ.))
Başında ve sonunda Bismillah’ desin."[1]
"Allah’ın yemekle nimetlendirdiği kimse şöyle desin:
(( اَللَّهُمَّ باَرِكْ لَناَ فِيهِ، وَ أَطْعِمْناَ خَيْراً مِنْهُ.))
'Allahım! Bizim için bu yemekte bereket kıl ve bize bundan daha hayırlısını (cennet yiyeceği) yedir."
Allah’ın sütle susuzluğunu giderdiği kimse de şöyle desin:
(( اَللَّهُمَّ باَرِكْ لَناَ فِيهِ، وَزِدْناَ مِنْهُ.))
"Allahım! Bizim için bu içecekte bereket kıl ve bize bundan daha fazla ver."[2]
[1] Ebu Dâvud, (3/347); Tirmizi, (4/288). Bkz. Sahih-i Tirmizi (2/167). [2] Tirmizi, (5/506). Bkz. Sahih-i Tirmizi, (3/158).
YEMEKTEN SONRA
(( اَلْحَمْدُ ِللهِ الَّذِي أَطْعَمَنيِ هَذاَ وَ رَزَقَنِيهِ مِنْ غَيْرِحَوْلٍ مِنيِّ وَ لاَ قُوَّةٍ.))
"Benden hiçbir güç ve kuvvet harcamak-sızın bana bu yemeği yediren ve beni onunla rızıklandıran Allah’a hamd olsun."[1]
(( اَلْحَمْدُ ِللهِ حَمْداً كَثِيراً طَيِّباً مُباَرَكاً فِيهِ، غَيْرَ [ مَكْفِيٍّ وَلاَ ] مُوَدَّعٍ، وَلاَ مُسْتَغْنىً عَنْهُ رَبَّناَ.))
"Riyâdan uzak ve bereketi kesilmeyen çok, sonsuz ve terk olunmayan, kendisinden müstağni olunmayarak yapılan hamd, Rabbimiz Allah’adır."[2]
[1] Nesâi dışında diğer sünen sahipleri. Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/159). [2] Buhâri, (6/214); Tirmizi, lafzıyla (5/507).
MİSÂFİRİN YEMEK SAHİBİ İÇİN YAPABİLECEĞİ DUÂ:
(( اَللَّهُمَّ باَرِكْ لَهُمْ فِيماَ رَزَقْتَهُمْ، وَاغْفِرْ لَهُمْ، وَارْحَمْهُمْ.))
"Allahım!Onlara rızık olarak verdiklerine bereket ver, onları bağışla ve onlara merhamet et."[1]
SU VEYA VEREN İÇİN YAPILABİLECEK DUÂ:
(( اَللَّهُمَّ أَطْعِمْ مَنْ أَطْعَمَنيِ وَاسْقِ مَنْ سَقاَنِي.))
"Allahım! Bana yemek verene yemek ver. Bana su verene su ver."[2]
"Oruçlular yanınızda iftar etsin, yemeğinizi iyiler yesin ve melekler sizin için Allah'a istiğfarda bulunsun."[3] "Sizden biriniz yemeğe dâvet edilirse, icâbet etsin. Oruçlu ise (yemek sahibi için) duâ etsin. Oruçlu değilse yemekten yesin."[5]
[1] Müslim, (3/1615). [2] Müslim, (3/126). [3] Ebu Dâvud, Sünen (3/367); İbn-i Mâce,(1/556);Nesai,Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.296-298): Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’in bunu bir ev halkı yanında iftar ettiği zaman söylediğini belirtir. Elbâni, sahih olduğunu söyler; bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (2/730). [4] Nafile oruç tutarken, iftardan önce yanında sofra kurulan. [5] Müslim, (2/1054.