İçereği Atla

Adak

19 Haziran 2025 yazan
Adak
ercan dede
| henüz yorum yok

Adak/nezr, yükümlü (farz/vacip) olunmayanbir ibadeti/cinsi bir şeyi vacip kılmak/yapacağına dair Allah'a söz vererek borçlanmak olup çeşitli din ve kültürlerde(Çin, Japon, Hint ve İslâm öncesi Türk kültüründe, Hicaz-Arap toplumunda) de aynı ve yakın örneklerine rastlanır.Kur'an'da, verilen sözde durulması, ahde ve akidlere bağlı kalınması[el-Mâide: 5/1; el-İsrâ: 17/34], Allah'a verilen sözün tutulması [en-Nahl: 14/91.]emredilip, yapılan adakların ifası istenerek [el-Hac: 22/19]adağa uymak iyi kulların vasıfları arasında sayılırken[el-İnsân: 76/7]


Hz. Peygamber de, Allah'a itaat kabili adakların ifasını emredip, isyan/mâsiyet kabili adakta bulunulmamasını, bulunulmuşsa uyulmamasını istemiş [Buhârî, “Eymân”, 26-27; Müslim, “Nezir”, 8; Ebû Dâvûd, “Eymân”, 12]hatta “Adak bir fayda sağlamaz, sadece cimrinin malını eksiltmiş olur”[Buhârî, “Eymân”, 26; Müslim, “Nezir”, 2]hadisindeki gibi adakta bulunmayı hoş karşılamamış, buna istinaden de İ.Şâfiî ve A. b. Hanbel gibi fakihlerin önemli bir kısmı adakta bulunmayı mekruh görmüşler, ancak Hanefîlerde Allah'a ibadet ve taat kabili adak mubah (müstehap görenleri de vardır) Mâlikîlerde ise menduptur (şarta bağlısı mubahtır) Ayrıca bir şeyin hayırlı olması için yalvarma, vesile maksatlı sadaka ve ibadet kabili adakta da sakınca görülmezken, menfaat de içerse  isyan mâsiyet bulunmayan şartlı adak da caiz ve ifası vaciptir.Şarta/zamana bağlanmayan (mutlak) adaklar adanınca, bağlananlar şart/zaman gerçekleşince gerekli olur/önceden yapılan geçersiz/nafile olur. Zamana bağlananlar, E.Hanîfe ve Yûsuf'a göre önceden de yerine getirilebilirken, İ.Muhammed, Şâfiîler ve Hanbelîlerde bedenî ibadetler vakti gelmeden yapılamaz (mâlî olanlar yapılabilir.) Bir daha içki içersem bir ay oruç tutayım gibi olması istenmeyenbir duruma bağlı adakta ise o fiil işlenirse (yemin sayıldığından) ödeme olarak ifa edilirken, tasadduk adaklarında mekân, zaman ve şahıs belirlemelerine  uymak gerekmez. Adak kurbanını da adayan ve bakımındakiler yiyemezler veya yediklerinin bedelini fakirlere verirler.Adağın geçerli olabilmesi için adayanın müslüman, akıllı ve baliğ (tam eda ehliyetli) olması, bazılarına göre ciddi ve hür/bilinçli yapılmış olması, (Hanefîler gibi öfke ve şaka ile dahi bağlayıcı görenler vardır) farz/vacip türü ve hedef/maksut(namaz,sadaka gibi fakat yükümlü olunmayan) ibadet olması (abdest, ezan, kamet, mescide girmek gibivesileler caiz değildir) ifası mümkün ve meşru olması (malın mülkiyette olması veya geleceği kuvvetle muhtemel miras vb olması), isyan, bid'at, günah/ mâsiyet içermemesi şarttır. Adak, diyânî/dindarlığı/Allah'a karşı sorumluluğu ilgilendiren/kul ile Allah arasında bir husus olup, kazâî/yargısal değildir/dünyevî müeyyidesi bulunmazken, ölenin malî adak borcu, vasiyeti varsa terekesin den ödenir, yoksa dahi mirasçılar öderse kabulü umulur.



Giriş to leave a comment