Millî bir din olan Konfüçyanizm, Taoizm’den sonra Çin’in en önemli ikinci yerli dini kabul edilir. Kurucusu, inanç esasları ve kutsal metinleri bulunan bu din, Çin’in geleneksel dini bakımından Taoizm ile bazı ortak inançları da paylaşmaktadır. Konfüçyanizm, bireyin erdemli olmasından hareketle toplumun saadetini devletin saadeti ile birlikte ele alması nedeniyle öğretilerinde daha çok yöneticilere yönelik tavsiyelerde bulunması ile ön plana çıkmaktadır.
Tarihsel Gelişim
Konfüçyanizm, M.Ö. 6.yy.’da Şunkiyu döneminde yaşayan ve Büyük Mürşid olarak bilinen Konfüçyüs (K’ung Fu Tzu) tarafından kurulmuştur. Yaşamış olduğu dönemin siyasi ve toplumsal krizlerinden çıkışın, erdemli bireyin esas kabul edildiği Çin’in geleneksel değerlerine yeniden dönüşü ve kadim kültürünün yeniden ihyası ile mümkün olacağı- nı savunmuştur. Bu konuda, özellikle eski Çin inançlarından Konfüçyanizm’de varlığını devam ettiren ‘jin’ (başkalarına karşı saygılı olma), ‘yi’ (adalet ve görev ahlakı) ve ‘ksiao’ (atalara ve ebeveyne karşı sevgi ve saygılı) inançları bunlardan bazılarıdır. Eserlerinde daima geleneksel Çin toplumuna ait ahlakın hem yöneticiler hem de halk tarafından tekrar benimsenmesi gerektiği üzerinde durmuştur. Konfüçyüs’ün kurmuş olduğu bu din, kendisi hayatta iken çok dar bir çevrede taraftar bulmuştur. Konfüçyanizm, tam olarak Han Hanedanlığı döneminden (M.Ö.206-M.S. 9) itibaren Çin halkı üzerinde sosyal, politik ve entellektüel etkisini açıkça göstermiş ve bu öğretiler halk arasında yayılmıştır. M.Ö. 2.yy.’da Vudi döneminden itibaren devlet dini olarak kabul edilen Konfüçyanizm,bu özelliğini 20.yy.’a kadar devam ettirmiştir. O dönemden itibaren, Çin imparatorları Konfüçyanizm’in başrahibi kabul edilmiştir. M.S. 1.yy.’dan itibaren Budizm’in Çin topraklarına girmesiyle birlikte, Konfüçyanizm bu dinden de etkilenmiştir. Konfüçyüs’ün en büyük takipçisi Mensiyüs’tür (M.Ö. 372-289). Konfüçyüs’ün öğretileri, farklı dönemlerde çeşitli mezhepler tarafından yeniden yorumlanmış ve geliştirilmiştir.
Konfüçyanizm’in, günümüzde başta Çin olmak üzere yoğun olarak Vietnam, Kore, Japonya ve Tayvan’da taraftarları bulunmaktadır. Bunun dışında, Çin’den yapılan göçler nedeniyle, başka ülkelerde de bu dinin müntesipleri vardır.
Kurucusu
Konfüçyüs, M.Ö. 551’de Lu eyaletine bağlı Zu köyünde doğmuştur. Üç yaşında, Zu’da bir memur olan babasını kaybetmiştir. Yan kabilesine mensup olan annesi, oğlu ile birlikte Kufu ilçesine taşınır. Konfüçyüs, erken yaştan itibaren annesinden Lu eyaletine ait eski inançları, ritüelleri ve aileye ait gelenekleri öğrenir. Bu eğitimin ilerde geliştireceği görüşlerde önemli etkisi olacaktır. Onyedi yaşında annesini kaybeder. Hayatını idame ettirmek için önce bek- çilik daha sonra özel öğretmenlik yapar. 51 yaşında devlet memurluğu görevini kabul eder.
Lu beyliğinin idarecisi ile ülke yönetiminde izlenen yöntem konusunda anlaşamadı- ğı için Konfüçyüs görevinden istifa eder. 55 yaşından itibaren görüşlerini anlatmak için dersler verir ve bu esnada etrafında talebe halkaları oluşur. Aynı zamanda, görüşlerini anlatmak için 14 yıl boyunca Çin topraklarında 12 beylik ziyaret eder. Konfüçyüs, görüş- lerinin idareciler tarafından kabul edilmediğini görünce, 68 yaşından sonra Çin’e ait eski metinlerin derlenmesi çalışmalarına başlar. Bu eserler, daha sonraları Konfüçyanizm’in 5 Klasik metni olarak bilinecektir. Konfüçyüs, M.Ö. 479’da ölmüştür.
İnanç Esasları
Tanrı İnancı
Konfüçyüs’teki Tanrı inancı, asıl itibariyle eski Çin dinindeki tanrı inancı ile aynıdır. Çin’in en büyük tanrısı olarak kabul edilen Tien (Gök Tanrı) ile kainattaki düzenin koruyucusu anlamındaki tanrının diğer bir ismi olan Tao, Konfüçyüsçülük’te de varlığını devam ettirmiştir. Gök Tanrı olarak tercüme edilen ‘Tien’in makamı göklerdir ve orada ikamet etmektedir. O, tabiatın düzenini koruyan, onu idare eden yüce varlıktır. Tao’ya hürmet edilmesi ve O’na düzenli ibadet edilmesi gerektiğini belirten Konfüçyüs’e göre, yeryüzünde mazlum ve fakirlerin korunması için hükümdarları görevlendiren O’dur. İnsanların gerekli bilgiyi elde etmeleri ve mutlu olmaları için öğretmenleri gönderen de O’dur. O, iyileri koruyan, kötüleri ise cezalandırandır. Her türlü şeref, mal ve mülk O’na aittir ve O dilediğine bunları verir. İnsanların her türlü fiillerini gördüğü ve bildiği için O’na hürmet edilmeli ve ibadet edilmelidir. Tanrı’nın koymuş olduğu kuralları bilmek ve onlara göre davranmak, insanı mutluluğa götürür.
Yin ve Yang İnancı
Konfüçyanizm, evrenin yaratılışının ve varlığın kökeninin iki asli doğurucu ilke olan Yin ile Yang’ın karşılıklı etkileşimi olduğunu kabul eder. Eski Çin inancının bir devamı olan bu inanca göre iki zıt kutbu temsil eden ‘Yin ve Yang’, ‘Yüce hakikat’ veya ‘Yaratıcı İlke’den (Tai Çi) çıkmıştır. Buna göre, her şey sürekli bir değişim içerisindedir ve bu değişimde Yin ve Yang’ın etkisi vardır. Varlıklarda ve değişimlerde, bunlardan birinin etkisi artarken diğerinin etkisi azalmaktadır. Yin, yeryüzü, edilgenlik, olumsuzluk, karanlık, dişiliktir ve siyah renk ile temsil edilir. Yang ise, aksine, gökyüzü, etkinlik, olumlu olan, aydınlık, erilliktir ve beyaz renk ile temsil edilir.
Ahiret İnancı
Konfüçyüs, ahiret hayatı ve oradaki safhalarla ilgili bilgi vermemiştir. Ancak o, öldükten sonraki hayatın iyi ve huzurlu olmasının bu dünyadaki hayata bağlı olduğunu belirtmiştir. Yapılan kötülüklerin cezalarının bu dünyada görüleceğini belirtmiştir. Bu nedenle, kö- tülük yapan kimsenin ölmeden önce yaptığı kötülüğü düzeltmesini ister. Konfüçyüs, bir kimsenin ahiret hayatında mutluluğu elde etmesini, bu dünyadaki görevini hakkıyla yerine getirmesine bağlar.
İnsanların bu dünyaya geliş gayelerinin ‘doğruluğu gerçekleştirmek’ olduğunu ifade eden Konfüçyüs, kurtuluşa ermenin dünyada iken doğruluktan ayrılmamakla ve herkesin görevini doğru yapması ile mümkün olacağını söyler. Herkesin hata edebileceğini ifade eden Konfüçyüs’e göre, idarecilerin hata ettiklerinde özür dilemeleri ve hatalarını düzeltmelerinin önemli olduğunu belirtir.
Konfüçyüs’ün talebelerine derlediği ve okuttuğu ders kitapları, Han Hanedanlığı imparatorlarından Vudi (M.Ö. 2.yy) döneminden itibaren Konfüçyanizm’in resmi kutsal metinleri (kanonik) olarak kabul edilmiştir.
Beş Klasik (Vu King)
Konfüçyüs’ün altmış sekiz yaşında Çin’e ait eski metinlerden derleyerek ortaya koyduğu beş kitaptır. Bu kitaplar, Konfüçyanizm’in en önemli dini metinleridir. Bunlar:
Değişiklikler Kitabı (Yi King)
Eski Çin imparatorlarından Fu-Hsi’ye ait olduğu kabul edilen Değişiklikler Kitabı, Çin’in en eski kutsal metnidir. İçerisinde metafizik olaylar, sembolik anlatımlar ve şekiller yer almaktadır. Kitapta, Yin-Yang kutuplarının anlamı ve bunların insan ve tabiat üzerindeki etkileri açıklanmaktadır.
Tarih Kitabı (Şu King)
Çin’in en eski tarih kitabıdır. Kitapta, eski Çin imparatorlarına ait sözler ve onlara ait tarihi bilgiler ile öğütler, emirler, kanunlar, sözleşmeler gibi belgeler yer almaktadır. M.Ö. 2000-630 yılları arasındaki olayların yer aldığı bir belge niteliğinde olan ve 58 bölümden oluşan bu eser, saray tarihçileri tarafından tutulan kayıtlardan meydana gelmektedir.
Şiirler Kitabı (Şi King)
305 şiirden ve dört bölümden meydan gelen bu eser, Çin’in en eski şiir derlemesi kabul edilmektedir. Dört bölümü oluşturan başlıklar şunlardır: Kuo Fang (Rüzgarlar), Hsiao Ya (Küçük Şiirler), Ta Ya (Büyük Şiirler) ve Sung (İlahiler).
Törenler Kitabı (Li King)
Bu kitapta, dini törenler ve ritüeller ile merasimler, ayinlerin düzenlenmesine dair açıklamalar, törenlerde giyilecek elbiseler ve merasimlerde uyulacak protokol kuralları yer almaktadır. Konfüçyüs’ün talebeleri ile erdem ve ahlak konularındaki diyaloglarına da yer verilen metinde, aile ve toplumsal ilişkiler ile ibadetler ve bunların nasıl yapılacağına dair bilgi verilmektedir.
İlkbahar ve Sonbahar Yıllıkları (Şun Kiyu King)
Konfüçyüs’e ait olduğu kabul edilen bu kitap, M.Ö. 722-481 yılları arasında yaşayan Lu ülkesinin on iki yöneticisinin idari görevleri, o dönemlere ait günlük olayları, toplumdaki ahlaki bozulmaları nakletmekte ve bunlara yönelik Konfüçyüs’ün eleştirilerini ve değerlendirmelerini içermektedir.
Dört Kitap (Se Şu)
Konfüçyüs’ün Konuşmaları (Lun Yü)
Konfüçyüs’ün ölümünden sonra talebeleri tarafından derlenmiş bir kitaptır. Konfüçyüs’ün verdiği dersler esnasında talebeleri ile yaptığı konuşmaları, ona ait özdeyişleri ve şahsi gö- rüşlerini ihtiva etmektedir. Kitap 20 bölümdür.
Mensiyüs’ün Sözleri (Mong Tse)
Mensiyüs, M.Ö. 327-289 yılları arasında yaşamış olan Konfüçyüs’ün en önemli takipçisidir. Kitap, Mensiyüs’ün ölümünden sonra talebeleri tarafından derlenmiştir. Kitapta Mensiyüs’e ait öğretiler, yorumlar ve sözler yer almaktadır.
Orta Yol Doktrini (Şung Yung)
İnsanda, tabiatta ve kainatın tamamında var olan ahengin anlatıldığı Orta Yol Doktrini adlı kitapta, Gök ve insan ilişkileri, insanın diğer insanlarla ilişkisi, insanın iç ahengi için sahip olması gerektiği ahlaki erdemler, kader ve tabiat konuları ele alınmaktadır.
Büyük Bilgi (Ta Hsiah)
Konfüçyüs’ün ahlak, siyaset ve eğitime dair görüşlerini ihtiva eden bir kitaptır. Kitabın, Konfüçyüs’ün öğrencisi Tseng-Tzu’ya ait olduğu kabul edilmektedir.
İbadet
Konfüçyanizm’de ritüeller ve ibadetlerin çok önemli bir yeri vardır. Konfüçyanizm’de ibadetin temeli, eski Çin geleneğinden aktarılan Gök Tanrı’ya, Yer’e ve atalara tapınma ile daha sonra bunlara eklenen Könfüçyüs adına düzenlenen törenlerin yerine getirilmesinden ibarettir. Konfüçyanizm’in gayesi, erdemli ve mükemmel insan olabilmektir (ren). Konfüçyüs, bu maksada ulaşmanın ancak ritüelleri ve ibadetleri (li) yerine getirmekle mümkün olacağını belirtmektedir. Ona göre, iyi bir devlet yöneticisi, aynı zamanda yukarıda zikredilen ritüelleri eksiksiz yerine getiren kişidir. O, ritüellerin yerine getirilmesi ile toplumun uyum içinde olacağını belirtmektedir.
Konfüçyanizm’de ibadet; tütsü yakılması, hububat, bir fincan şarap ve kurban sunulması, dini müziklerin çalınması ve onun eşliğinde dans edilmesidir. İbadet esnasında toplu halde dualar edilir. Konfüçyanizm’de ferdi ibadet ve dua şartı yoktur.
Çin dini geleneğinin devamı olarak kabul edilen ibadetler mabetlerde, evlerde ve ibadete elverişli yerlerde yerine getirilmektedir. Konfüçyanizm’de rahipler sınıfı yoktur. Bununla beraber, imparatorlar Gök Tanrı adına yapılan ibadetleri bizzat yönetmiştir. Diğer ibadetler ise, devlet adına görevli memurlar tarafından yerine getirilmektedir.
İbadetler; ruhani varlıkları, ilahları ve insanları memnun ve mutlu etmek için yerine getirilir. Bu nedenle, ibadetlerin temelinde saygı çok önemli bir yer tutmaktadır. Bu ibadetleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
82 Yaşayan Dünya Dinleri
Tanrı’ya, Ruhani Varlıklara ve İlahlara Dua ve İbadet
Gök Tanrı’ya (Tien) tapınmak ve dua etmek. Ölülerin ruhlarının etkinliklerini devam ettirdikleri kabul edildiği için, Konfüçyüsçüler ölülerin ruhlarını rahatsız etmemek için zaman zaman onları mutlu edecek yemekli toplu merasimler düzenlerler. Bu merasimlerde dualar edilir ve kurbanlar takdim edilir.
Atalara Saygı
Atalara dua etmek ibadet kabul edilmektedir. Konfüçyanizm’de atalar kültü çok önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle, akraba ve aile bağlarını canlı ve güçlü tutmak ibadet kabul edilmektedir. Öyle ki, ata ruhlarına dua edecek ve onları saygı ile ancak bir oğlun varlığı uğurlu kabul edilmektedir. Bu amaçla aile fertleri belli zamanlarda bir araya gelerek ölmüş atalarına dua etmektedirler. Ataların, ev hanesini korumaya devam ettiği inancı vardır. Evlerin belli köşelerinde atalar için dua edilecek köşeler yer almaktadır ve buralarda onlar adına tütsüler yakılır. Ayrıca, ölen ataların isimlerinin yazılı olduğu levhalar bu köşeleri süslemektedir. Cenaze törenlerinde bu ibadet daha yoğun yaşanmaktadır.
Kutsal Varlıklara Kurban Sunmak
Özellikle mezarlara hediyeler ve kurban sunmak önemli bir ibadettir. Yılın belli zamanlarında mezarlar ziyaret edilir, temizlenir, yiyecek ve içeceklerden oluşan takdimeler sunulur. Her yılın 22 Aralık gece yarısından sonra yapılan törenlerde, yiyecek ve içeceklerden oluşan takdimeler sunulur ve geniş katılımlı törenler düzenlenir. Konfüçyüs’ün kendisi de atalarına kurban sunmayı önemli bir ibadet kabul etmiştir. Nitekim, Konfüçyüs öldükten sonra onun torunları da atalara tapınma ibadetine uygun olarak ona kurban sunmuşlardır.
Konfüçyüs’e Yapılan İbadet
İlkbahar ve sonbaharda Konfüçyüs için yapılan ibadetler, yüksek rutbeli yöneticiler tarafından idare edilirdi. İbadet esnasında, tütsüler yakılır, hububat, bir fincan şarap ve kurbanlar sunulur, dini müzikler eşliğinde dans edilir.
Mezhepler
Konfüçyanizm’de, Konfüçyüs’ten sonra iki temel yaklaşımı temsil eden iki mezhep ortaya çıkmıştır. Diğer mezhepler, bir şekilde bu iki koldan birine mensuptur. Bu iki koldan biri Zu Ksi’nin (1130-1200) kurduğu mezhep, diğeri Vang Yangming’in (1473-1529) kurduğu mezheptir. Zu Ksi’nin kurmuş olduğu mezhepte Konfüçyüs’ün öğretilerinin mistik yorumu benimsenmektedir. Vang Yangming ise, Konfüçyüs’ün doktrininin doğru anlaşılması- nın rasyonel açıklamalarla mümkün olacağını savunmaktadır.
Aydın, M. (2008), Dinler Tarihine Giriş, Konya. Eliade, M. – Couliano, I. P. (1997), Dinler Tarihi Sözlüğü, (çev. Ali Erbaş), İstanbul. Gündüz, Ş. (2007). Yaşayan Dünya Dinleri, Ankara. Gündüz, Ş. (1998). Din ve İnanç Sözlüğü, Ankara. Küçük, A. – Tümer, G. – Küçük, M.A. (1999), Dinler Tarihi, Ankara. Lenoir, F. (2000), Encyclopédie des Religions, Paris, c. I-II. Poupard, P. (1984), Dictionnaire des Religions, Paris, c. I-II. Schimmel, A. (1999), Dinler Tarihine Giriş, İstanbul.